Günümüzde sosyal medya, insanların günlük yaşamlarının ayrılmaz bir parçası. İletişim, haber alma, eğlence ve bilgi paylaşımı gibi birçok farklı amaca hizmet eden bu dijital platformlar, dünya genelinde milyarlarca insanın saplantısı haline geldi.
Yapılan araştırmalarda, bazı ülkelerde günlük telefon ekranına bakma süresinin 5 saati geçtiği görülüyor. Ülkemizde ise bu ortalama 4 saat civarında. Uyanık olduğumuz 16 saatin % 25’ini telefon ekranına bakarak geçiriyor olmamız bir yana, bu saatlerde en fazla kullandığımız uygulamaların whatsaap, instagram, twitter, tiktok ve facebook olması oldukça düşündürücü. Sürekli iletişimdeyiz, kitlelerle irtibat halindeyiz ve bu bize kendimizi önemli hissettiriyor. Lakin neredeyse hiçbir denetime tabi olmayan bu mecralar hem cahillerin hem de kötü niyetlilerin manipülasyon alanına dönmüş durumda. Yerli yersiz ve yalan yanlış maruz kaldığımız paylaşımlar öyle bir hal aldı ki, sosyal medyayı etkin kullananları uzman, bilim insanlarını cahil veya kötü niyetli addetmeye başladık. Sosyal medyanın insanları yanlış yönlendirdiği ve bunun büyük bir toplumsal cehalete yol açtığı aşikar. İşsizlerin medyası başlığındaki işsizler kelimesi çalışacak işi olmayanları değil, kendine veya topluma faydası olmayan ve boş işlerle uğraşmayı alışkanlık haline getirmişleri tanımlıyor.
Sosyal medyanın insanları yanlış yönlendirmesindeki baş etkenlerden biri, bu platformlarda yayılan yanıltıcı içerikler. Manipülatif başlıklar, çarpıtılmış bilgiler ve kısmi gerçeklerin ardına saklanmış kötü niyetler, kullanıcıların doğru ile yanlışı ayırt edebilmesini zorlaştırıyor. Bu tür içeriklerin hızla yayılması insanların gerçeklik ile yanıltıcı bilgileri ayırt etme becerisini zayıflatıyor, bu da zamanla tarafsız bir perspektif geliştirmelerini zorlaştırıyor. Sonuç olarak bilimi öncelemeyen ve her gördüğüne inanan insanlar ile bu insanları hedefleyen saçmalıklar birleşiyor ve işsizlerin medyasını oluşturarak toplumsal cehaletin temelini atmış oluyor.
Sosyal medyanın bir diğer olumsuz etkisi de bilgi kabul etmeme eğilimini güçlendirmesi. İnsanlar kendi görüşlerini ve ön yargılarını doğrulayan içerikleri seçerek bir filtre kabarcığı içinde yaşama eğilimindedirler. Bu durum, farklı perspektifleri görmeyi engelleyerek insanların dar bir görüş açısıyla yetinmelerine ve kendi görüşlerini güçlendiren içeriklere daha fazla yönelmelerine yol açar. Bu da toplumsal cehaletin derinleşmesine negatif katkıda bulunur.
Sosyal medyanın etkilerinden bir diğeri de kısa vadeli düşünce biçimlerini teşvik etmesi. Bu platformlar anlık paylaşımlar ve kısa metinler üzerine kurulu. Bu da derinlemesine düşünme, analiz yapma ve karmaşık konuları ele alma yeteneğini zayıflatan bir unsur. Sosyal medya alışkanlıklarını benimsemiş bireyler, hızlı çözümler ve basit açıklamalar arayarak daha karmaşık konuları es geçme eğilimindedirler. Bu durum ise sosyal medyada yer alan az sayıdaki doğru içeriğin yüzeysel ve eksik kılınmasına, neticede bağlamından kopmasına neden olur.
Toplumsal cehaletin yayılmasında bir diğer faktör ise sosyal medyanın algoritma tabanlı içerik önerme sistemidir. Bu algoritmalar kullanıcıların ilgi alanlarına göre özelleştirilmiş içerikler sunmayı amaçlar. Ancak bu özelleştirme hem (yukarıda da değindiğimiz gibi) kişilerin sadece kendi düşüncelerini yansıtan içeriklerle karşılaşmalarına hem de sürekli aynı tür içeriklere ve ilgi alanlarına yönlendirilmelerine yol açar.
“Ne yani, bu devirde sosyal medya kullanmayalım mı?” Tabi ki kullanalım ancak sosyal medyanın insanları yanlış yönlendirebileceği ve bu yönlendirmenin hem bireysel hem de toplumsal cehalete neden olabileceği gerçeğini unutmayalım. Yanıltıcı içerikler, filtre kabarcığı etkisi, kısa vadeli düşünce biçimleri ve algoritma tabanlı özelleştirme gibi faktörler, işsizlerin medyasının oluşmasına zemin hazırlıyor. Bu nedenle, bireyler olarak bizlerin sosyal medya içeriklerine karşı eleştirel düşünme yeteneğimizi güçlendirmemiz, farklı perspektifleri araştırarak bilgi sahibi olmamız ve derinlemesine analiz yeteneğimizi geliştirmemiz büyük önem taşıyor. Cehaletin değil, bilimin değirmenine su taşıyalım.