Turfan Cenneti nerede?

Rus kaşif Kuznetsov, “Orta Asya’yı gezen herhangi birine ayrımların dışında aklında ne kaldığını soracak olursanız, size ‘çelişkiler’ diyecektir” der. Gerçekten de anayurdun uçsuz bucaksız coğrafyasında, her yerde ve her şeyde insanda hayranlık uyandıran bir tenakuzla karşılaşmak adeta tabii bir durumdur. Kadim İpek Yolu’nun en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Uygur Bölgesinin Turfan şehri, bu çelişkilerin en bariz misallerinden biri olarak karşımıza çıkar. Şehrin kuzeyinde uzanan efsanevi Tanrı Dağları’nın 5445 metre yüksekliğindeki Bogda Tepesi, yılın her günü buzullar ve karlarla örtülü iken, dünyanın Lut Gölü’nden sonraki ikinci çukurunda yerleşen Turfan ise, denizden -154 metre aşağıda kurulmuştur ve sıcaklık yılın pek çok ayı boyunca 40 derecenin üstünde seyreder, yazın ise 50 dereceyi bulur.  Bu sebeple “od vahası”, “alev vahası” olarak da adlandırılır.

11-10

Şehrin etrafını çevreleyen dağların adları da bu tenakuzu gözler önüne serer ve coğrafya hakkında önemli bilgiler verir: Kumtağ, Çöltağ, (ateşin sıcaklığına ithafen) Kızıltağ… Yine Turfan bir yeşillik ve serinlik vahası iken, etrafını, şiddetli rüzgârların gezindiği Taklamakan Çölü’nün savrulan kumları çevreler. Aynı şekilde, sıcaklığı yazın 80 dereceye kadar ulaşan ve üzerinde hiçbir bitkinin yetişmediği Kızıltağ’ın hemen aşağısında uzanan ve yılın 365 günü tarım hasadı yapılan vaha da bu çelişkiler yumağının birer parçasıdır.  Alev Dağı /Od (Ateş) Dağı olarak da bilinen Kızıltağ eteklerinde de pek çok dere kıvrılarak akar ve yeşilliklerle dolu nice vadiler yer alır.

“Üzüm Vadisi” bunlardan biridir. Göz alıcı bir manzaraya sahip olan vadi, yüzlerce hektarlık bir alana yayılmış durumdadır. Turfan’da 500 çeşit civarında üzüm hasat edilmektedir. Yüzde 20-24 oranında şeker içeren Turfan üzümleri, dünyanın en tatlı üzümleri olarak da tanınır. Aynı şekilde Gülbağ Köyü’nde de Türkistan’ın en tatlı kavunları yetişir. Sıcaklık, zaman zaman 50 derecenin üzerine çıkıyor demiştik. Ama Ay Gölü üzerinde Ağustos ayı ortalarında bu sıcaklık +83 dereceye çıktığına ve gölün suyunun beyaz tuza dönüştüğüne tanıklık ettim. Bu durum halk arasında; “Temmuz güneşi, Turfan’daki kumları bile çatlatır” şeklinde bir darbımesele dahi dönüşmüştür. Böylesine sıcak havalarda insanlar, yüzyıllardır devam eden bir anane olarak, genellikle üzüm bağlarında serinlerler. Ancak, bunun tersini yapanlar da vardır. Kadim bir geleneksel tıp yöntemi olarak, güneş altında +70-80 derece sıcaklığa ulaşan kumla, hastalıklarını tedavi etmek üzere özellikle Turfan’a gelenler de vardır.

4S

Kumla tedavi, geleneksel Uygur tıbbında önemli tedavi yöntemlerinden biridir. Romatizma, bel ve bacak ağrıları, solunum ve kadın hastalıkları gibi kimi hastalıklar sıcak kumlarla tedavi edilirler. Hatta herhangi bir hastalığı olmayanlar bile, sağlıklarını korumanın bir yolu olarak, sıcak kumlara gömülmeyi tercih ederler. Bugün, Çin başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden kum tedavisi görmek için Turfan’a gelenlerin sayısında önemli artış olduğu ifade edilmektedir.

Uygur Türkçesindeki telaffuzuyla “Turpan”, Uygur Bölgesinin kuzeyinde yer alan kadim bir Türk yerleşim bölgesidir ve tarihi kayıtlarda “İdikut”, “Koço”, “Kara-Hoca”, “Beşbalık” vb. adlarla da zikredilir. Çok eski zamanlardan beri verimli bir vaha ve önemli bir ticaret merkezi olagelmiştir. Bugünkü başkent Urumçi’ye 180 km uzaklıktaki şehir, ülkeyi doğudan batıya kateden Tanrı Dağları’nın eteklerinde, Tarım Havzasında yer almaktadır. Ve aslında Turfan’ı, -sahip olduğu olağanüstü ve bir o kadar da çekici olan çelişkileri içinde- böylesine zengin ve önemli bir yerleşim yeri kılan, 6 bin yıl önce inşa edilen yer altı sulama sistemleri, Uygur Türkçesindeki ifadesiyle “karız”lardır.

Karız; kuyu, kehriz ve yeraltı suyolu anlamlarına gelmektedir. Turfan Karızları, karların erimesiyle Tanrı Dağlarının zirve ve yamaçlarından dökülen milyonlarca metreküp buzul ve kar sularını, Od Vahasının kızgın çöllük arazisinin altından geçirip, 60 kilometre uzaklıktaki Turfan vahasına ulaştırır. Böylece, suların buharlaşıp yok olmasını engelleyerek yılın her günü istifade edilebilen tükenmez bir kaynak haline getirir.

Uygur Karızları, her yönüyle bir harikuladeliğe sahiptir ve kadim Uygur Türkü insanının çok önemli bir icadı, dünya uygarlık tarihinin en büyük miraslarından, dünya harikası eserlerden birisidir… Yarnaz Antik Kenti ve Süleymanşah Külliyesi gezimiz ardından, Turfan Karız Cenneti, yeni konuklarını bekliyor…

 Devamı haftaya…