Alt işverenlik sürecinin başlatılmasında ve sürdürülmesinde asıl işverenlerin yaygın olarak yaptığı ve sonuca etki eden hatalar altı ana başlıkta ele alınabilir.
1- Teknik şartnamelerin yetersizliği
Çoğu asıl işveren, alt işverene devir etmek istediği işlerle ilgili bir teknik şartnameye sahip değildir veya ihale sürecini yetersiz teknik şartnameler ile yönetmeye çalışmaktadır. Teknik şartname, alt işverenlerin işin gereksinimlerini etraflıca anlamaları açısından son derece önemlidir. Yapılacak işin teknik standartları, bu iş için gerekli ekipman, çalışanların sahip olmaları gereken vasıflar, üstlenilen riskler gibi tüm gereksinimler teknik şartnameler ile izah edilmeli ve alt işverenlere aktarılmalıdır. İşin gereksinimleri anlaşılmadan başlatılan alt işverenlik ilişkileri muhtemelen çatışmalara neden olacaktır ve başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Örnek olay
Ülke genelinde 140 mağazası ve online satış sistemi bulunan Sahra Spor, merkez depo yönetimindeki bazı işleri alt işverenlere devretme kararı aldı. Yapılacak işleri tanımlamak gayet basitti. Bir grup çalışan, ilgili ürünleri raflardan alarak sevkiyat deposuna teslim edecekti. Diğer bir grup ise bu ürünleri ilgili sevkiyat araçlarına yükleyecekti. Bir kişi de bu işlerin yönetimini ve denetimini sağlayarak raporlama yapacaktı. Lojistik müdürü Osman Ç, alt işveren firmalarla iletişime geçmesi ve teklifler toplaması için görevlendirildi. Osman Ç kısa bir internet araştırması ile yedi alt işveren firma tespit etti, telefonla ulaşarak işi tarif etti ve teklif iletmelerini istedi. Alt işverenlerden üçü tesisi ziyaret etti ve sadece biri teklif iletti. Bu teklif, tesis ziyaretine gerek görmeyen diğer dört alt işverenin teklifinden %30 oranında daha yüksekti. Osman Ç iki firmaya neden teklif vermediklerini veya diğerine teklifinin neden emsallerinden bu derece yüksek olduğunu sorma gereği hissetmedi. En ucuz üç teklifi yönetime iletti, birinde karar kılındı ve çalışma başladı.
Alt işveren çalışanlarının işbaşı yapması ile birlikte sevkiyatlarda ciddi aksaklıklar yaşanmaya başladı. Siparişler zamanında yetiştirilemediği ve yanlış ürün gönderildiği gerekçeleri ile şikâyetler artıyordu. Yönetim Osman Ç’ye buna neyin neden olduğunu ve nasıl çözmeyi planladığını sorduğunda, “hem alt işveren firma hem de çalışanları depoculuk konusunda yeni ve tecrübesiz, zamana ihtiyaçları var, biraz destekle ve zamanla kendiliğinden düzelecektir” cevabını aldı. Aradan üç ay geçti ancak işler iyileşmek yerine daha da kötüye gitmeye başladı. Çalışan devir oranı gittikçe artıyordu, işbaşı yapanlar birkaç hafta sonra ayrılıyordu ve bu nedenle ekip gelişim gösteremiyordu. Alt işveren bu işin altından kalkamamıştı ve yeni bir alt işveren arayışına başlandı.
İhale yenilendi ve bir önceki ihaleye katılan alt işverenlerden tekliflerini güncellemeleri istendi. Teklif vermeyen iki alt işveren yine teklif vermedi, yüksek fiyat veren alt işveren yine yüksek teklif verdi ve diğer üç alt işveren tesis ziyaretinde bulunmadan makul teklifler ilettiler. Osman Ç önce teklif vermeyen firmaları aradı ve neden teklif vermediklerini sorduğunda şu cevabı aldı:
“Depo yönetim sisteminiz, kullandığınız makineler, ekipmanlar veya yazılımlar gibi birçok unsur, vasıflı personel temini gerektiriyor. Bölgede bu vasıflara sahip personel sayısı son derece az ve çoğu aktif olarak çalışıyor. Ekip kurabilmek için çalışanlara yüksek ücret verilmesi gerekiyor, yüksek ücret ise kaçınılmaz olarak teklif fiyatımızı yükseltiyor. Bölgemizdeki çoğu alt işveren firma yeterli araştırma yapmadan teklif veriyor ve bizim fiyatlarımızın onların fiyatlarına yakınsaması mümkün olamıyor. Asıl işverenler de işleri onlara veriyor. Siz de öyle yaparak bizi yanıltmadınız. Biz de bu gibi durumlarda ön çalışmalar için efor sarf etmemeyi ve teklif vermemeyi tercih ediyoruz.”
Devamı sonraki yazıda…