Bir önceki yazının devamıdır.

 Tespit

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durum da, alt işverenlik ilişkisi kapsamında değerlendirilmesi ve yapılandırılması gereken işlerin, alt işverenlik sözleşmesi yerine müteahhitlik sözleşmesi ile yürütülmesidir. Bu uygulamadaki amaç asıl işverenliğin müteselsil (birlikte) sorumluluğundan kaçınmaktır. Bu noktada akla “alt işveren kimdir” sorusu gelir.

 Alt işveren kimdir?

Alt işveren kavramı, Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

“Alt işveren: Bir işverenden, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan, bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları… ifade eder.“ (Alt İşverenlik Yönetmeliği / Madde 3 / Fıkra A)

Bu tanıma göre bir işverenin alt işveren olarak kabul edilebilmesi için aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir.

Alt işverenin:

-        Bir asıl işvereninin var olması

-        İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde iş almış olması

-        Asıl işin bir bölümünde iş alındıysa, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması

-        Bu iş için görevlendirilen işçilerini sadece bu işyerinde alınan işte çalıştırması

Sorular

-        Mevcut veya müstakbel iş ilişkiniz, alt işverenlik ilişkisi olarak değerlendirilebilmek için gereken tüm şartları karşılıyor mu?

-        Siz veya kurumunuz, bu şartları tespit ve inşa edebilecek bilgi birikimine ve uygulama tecrübesine sahip misiniz?

-        Yanlış yapılandırılmış bir alt işverenlik ilişkisi asıl işverene hangi muhtemel riskleri yükler?

Tespit

Bir hizmet veya eser sözleşmesine “Alt İşverenlik Sözleşmesi” başlığı atılması bu ilişkinin alt işverenlik ilişkisi olarak kabul edilmesini sağlamaz çünkü yukarıda sıralandığı üzere sözleşmenin belirli şartları taşıması gerekir. Aynı şey müteahhitlik sözleşmesi için de geçerlidir. Alt işverenlik ilişkisini müteahhitlik kılıfına (veya tam tersine) uydurmaya çalışmak muvazaa doğuracak ve ciddi tehditlere zemin hazırlayacaktır.

 Öneri

Müteahhit (yüklenici), taşeron ve alt işveren kavramlarının derinlemesine anlaşılması, iş ilişkisi türünün ihtiyaca binaen seçilmesi, mevzuata uygun biçimde inşa edilmesi ve ilişki ağındaki konumun doğru tespit edilmesi kritik önemdedir. Bu öneri, sağlıklı bir asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin inşası için olmazsa olmaz ilk adım olmasının yanında, üstlenilen sorumlulukların farkındalığı açısından da elzemdir. Mevzuat asıl işverene son derece önemli görevler ve sorumluluklar yüklemektedir. Bu sorumlulukların bilincinde olunmaması veya hangi bağlamda asıl işveren konumunda olunacağının öngörülememesi gibi yetersizliklerin aynı ayna tezahürü durumunda, ciddi cezai müeyyidelerle karşılaşılabileceği gibi mevcut iş ilişkisinin ve iş akışının tamiri zor hasarlara maruz kalması da gayet muhtemeldir.