Teknolojik gelişmelerle birlikte, bir stüdyo olmaksızın herkesin evde müzik üretebileceğini ve bunun müziğin çeşitlenerek gelişmesine yol açacağını düşünmüştüm. Fakat öyle olmadı. Ehil olmayan ellerden çıkan eserlerin çoğuna şarkı bile diyemedim. Çalakalem yazıya şiir veya roman diyemediğim gibi.

Bence müziğin sahip olması gereken bazı temel özellikler ve rastgele sesleri şarkıya çeviren bir disiplin var. Makam, intro, nakarat, solo, vokal, final… Tüm kurallardan azade ve tabiri caizse işkembe-i kübra ürünü çalışmalara şarkı diyemedim. Bu farkındalık, başka farkındalıkların kapılarını araladı ve bu durumun hangi alanlarda yaşandığını görmeye başladım. Modern insanın on binlerce yılda oluşturduğu temel prensiplerin can çekiştiğini görmek ürkütücüydü. Tarif ettiğim bu durumun bir tezahürü de sosyal medyanın hızla yayılmasıyla yaşandı. Herkesin fikrini açıkça ve kolayca paylaşabilmesinin fikir ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere hemen her alanda yüksek bilgi paylaşımı ve kültürel etkileşim yaratmasını bekledik fakat ortam sosyal medya maymunlarının içine ettiği başka bir çöplüğe döndü. Eline telefonu alan fikir beyan etti, cahilden daha cahil olan bu fikri kabul etti, doğru ile yanlış birbirine girdi. Bundan en çok zarar gören alanlardan biri ise kişisel gelişim sektörü oldu. İrdeliyoruz.

Kişisel gelişimle mümkün olduğunca ilgilenen ve sektördeki gelişmeleri takip etmeye çalışan biriyim. Okuduğum veya dinlediğim kitapların, videoların, belgesellerin ve ilgilendiğim faaliyetlerin ekseriyeti kişisel gelişime dairdir. Hal böyle olunca sürekli yeni kaynaklara, kitaplara, uğraşlara, kişilere ve bilgilere ihtiyaç duyuyorum. Fark ettim ki; okunası kitap, dinlenilesi insan, izlenilesi belgesel ve faydalanılası kaynak hızla azalıyor. Kitabın da, insanın da, filmin de, şarkının da eskisini takip ediyorum ve yeni şeylerin hayatıma sirayeti gayet sınırlı. Yeniliğe açık olmak adına birkaç girişimde bulunup ağzımın payını alınca, bu konuya değinme gereği hissettim. Kişisel gelişim nedir? Kişiyi ne geliştirir? Hangi mesajlar kişinin gelişimi için faydalıdır?

Lüzumsuz bilgiyle ilgilenme!

Kişisel gelişim, kişinin eksik yönlerini tamamlaması ve güçlü yönlerini geliştirmesi amacını taşır. Her türlü bilgi insan ile ilişkili olduğundan, kişinin ayrım yapmaksızın her türlü bilgiye açık olmasını gerektirir. Tarihin akışını değiştiren çoğu dehanın ortak özelliği, farklı prensiplerde ileri derece bilgiye sahip olmaları ve bir prensipten öğrendiklerini diğer prensipte uygulamalarıdır. Aristoteles mantık, biyoloji, politika, etik ve metafizik alanlarında uzmandı. Leonardo da Vinci bir ressam, heykeltıraş,  mühendis, matematikçi, anatomist ve mucitti. Newton bir fizikçi olduğu gibi, türev ile integrali geliştirebilecek seviyede bir matematikçiydi ve klasik mekaniği formüle etmek ona nasip(!) oldu. Marie Curie hem bir fizikçi hem bir kimyagerdi ve radyoaktivitenin keşfi ona kısmet(!) oldu. Örnekler çoğaltılabilir ancak anlamamız gereken şu; insanların en ileri başarıları, farklı disiplinlerde elde ettikleri prensipleri birlikte kullanmalarından doğar. Günümüz kişisel gelişim dünyasının mesajları ise “sayısalcının Türkçe ile ne işi var, bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak abiii” seviyesine indirgenmiş durumda.

Sen yaparsın!

Gelişim, özveri ve emek gerektiren zorlu bir süreçtir. Gerekli özveri ve emeği verseniz dahi bazı alanlarda gelişemeyebilirsiniz çünkü o alanda yatkınlığınız olmayabilir. Bacaklarınız standarttan kısa ise 100 metre rekorunu kıramazsınız. Parmak yapınız bazı enstrümanları çalmanıza müsaade etmeyebilir. Yanlış inançlarınız bir alanda ilerlemenizi engelleyip sizi durdurabilir. Çağın mesajları ise bireyin gücünü abartıyor ve her şeyi kolayca başarabileceği düşüncesini aşılıyor. Gerçeklikten uzak bu mesajlar, hayattaki gerçeklerle çeliştiğinde ise büyük bir hayal kırıklığına ve başarısızlığa neden oluyor.

Senin hakkın!

Doğuştan gelen bazı haklarımız olduğu doğru ancak hakların çoğunluğu doğuştan gelmez, edinilir. Miras hakkından kaynaklanmıyorsa, güzel bir evde yaşama hakkını elde etmek için, o güzel evin sahibine hakkını yani evinin bedelini vermeniz gerekir. Bugün kişisel gelişim sektörünün çoğu mesajları “senin neyin eksik, senin de hakkın” tarzı gerçek dışı saçmalıklardan ibaret.

Evrenden iste gelsin, yıldız haritana güven, 10 dakikada 10 yıllık gelişim, 1 ayda profesyonel ol… Bu tür mesajlar anlık motivasyon arayışlarına yönlendiriyor ve gerçek gelişimin yollarını perdeliyor. Acar (Baltaş) hocanın dediği gibi; “hayalimizi yorganımıza göre uzatmalıyız.” Bu, kişisel gelişim yolculuğumuzun verimli geçmesine eşsiz bir katkı sağlayacak ve şarlatanların yanlış mesajlarına karşı güçlü bir koruma kalkanı vazifesi görecektir.